Aile toplumun temel taşlarını oluşturan unsurları içinde barındıran bir birliktir. Aile birliği kurulacağı zaman kişiler özgür iradeleri doğrultusunda bu kararı verebilmekte ve bu birliği tesis edebilmektedir. Kanun koyucu ailenin toplum yapısı üzerindeki rolüne istinaden eşlerin ayrılma kararı vermeleri durumunda bu konuyu onların özgür iradelerine bırakmamaktadır.
Kanunlar çerçevesinde eşler boşanmak istediklerinde mahkemeye başvurmak durumundadır. Evlilik birliğinin sürdürülmesi eş ve çocukların yaşamlarının devam ettirilmesi için uygulanması gereken tedbirler Türk Medeni Kanunu aracılığı ile düzenlenmeye tabi tutulmuştur.
Eşlerin ödevleri arasında evlilik birliğinin üzerlerine yüklediği görevleri yerine getirmek vardır. Medeni kanuna göre eşler kazançları nispetinde evlilik birliğinin yürütülmesi için gerekli olan fiilleri birlikte yapmakla yükümlüdürler.
Eşler çeşitli sebeplere bağlı olarak ayrılık kararı aldıklarında öncelikle yapmaları gereken boşanma davası yoluyla evlilik birliğini sonlandırmaktır. Bu durumda davaya bağlı olarak ortaya çıkan nafaka konusu gündeme gelmektedir.
İlgili Link: İntifa Hakkı Nedir?
Nafaka davası üç başlık altında ele alınabilecek bir konudur. Yoksulluk nafakası, tedbir nafakası ve iştirak nafakası olarak adlandırılan bu başlıklar kendilerine özgü bazı özellikler ihtiva ederler.
Bu nafakalardan tedbir nafakası davanın kesinleşmesine kadar geçecek sürede hâkimin inisiyatifi ile kocanın karısına ödeyeceği maddi yardımdır.
Yoksulluk nafakası ise boşanma gerçekleştikten sonra tarafların talep edebileceği bir nafaka türüdür. Boşanma davasının ardından bir yıl süre içinde açılabilecek olan davaya istinaden yoksulluk nafakası bağlanabilir. Nafaka isteyen tarafın eşine oranla kusursuz ya da az kusurlu olması şartı bu dava için geçerlidir.
İştirak nafakası ise boşanmanın gerçekleşmesinin ardından çocukların velayetini almayan tarafın çocukların yaşam masraflarına katılma zorunluluğudur. Bu nafaka mali bir yükümlülük olarak da adlandırılabilir.
İlgili Link: İzale-i Şuyu Nedir
Yasalar uyarınca iştirak nafakası her ay ödenebileceği gibi toplu olarak da ödenebilmesi mümkündür. Eşlerin maddi olarak ihtiyaçları olmasa dahi iştirak nafakasına karar verilebilmektedir.
Nafakanın takdiri dava açıldığı tarihten itibaren başlamaktadır. Mahkemenin hükmü kesinleştikten sonra ise iştirak nafakası geriye doğru hesaplanarak alınabilmektedir. Bu nafaka icra marifeti ile de tahsil edilebilmektedir.
Hâkimin iştirak nafakası tayin ederken resen karar verme yetkisi vardır. Bu durumda dikkate alınacak konular çocuğun ihtiyaçları, nafakayı ödeyecek eşin mali durumu, velayet hakkına sahip olan tarafın mali gücüdür.
Ana ve babanın her ikisine de velayet hakkının tanındığı durumlar söz konusu olduğunda iştirak nafakası azaltılabilir. Böyle bir durumda tamamen ortadan kaldırılması da mümkündür.
İştirak nafakası için davaya bakacak olan mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiştir. Taraflar bu tür bir dava açacakları zaman yetkili olan Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müracaat etmeleri gerekmektedir.
Bu nafaka türü boşanma davasının ardından çocukların belli bir yaşa gelmesine kadar sürer. Velayet altındaki çocuk rüşt yaşına ulaştığında ve öğrenim sebebiyle ihtiyacı bulunmaması halinde iştirak nafakasının sonlandırılması talebi ile mahkemeye başvurulabilir. Çocuğun kendini geçindirme yaşına erişmiş olması ve iş sahibi olması gibi durumlarda da nafakayı sonlandırmak için dava açılabilmektedir. Nafakayı sonlandırma takdiri mahkemede bulunur.
Kanunlar çerçevesinde eşler boşanmak istediklerinde mahkemeye başvurmak durumundadır. Evlilik birliğinin sürdürülmesi eş ve çocukların yaşamlarının devam ettirilmesi için uygulanması gereken tedbirler Türk Medeni Kanunu aracılığı ile düzenlenmeye tabi tutulmuştur.
Eşlerin ödevleri arasında evlilik birliğinin üzerlerine yüklediği görevleri yerine getirmek vardır. Medeni kanuna göre eşler kazançları nispetinde evlilik birliğinin yürütülmesi için gerekli olan fiilleri birlikte yapmakla yükümlüdürler.
Eşler çeşitli sebeplere bağlı olarak ayrılık kararı aldıklarında öncelikle yapmaları gereken boşanma davası yoluyla evlilik birliğini sonlandırmaktır. Bu durumda davaya bağlı olarak ortaya çıkan nafaka konusu gündeme gelmektedir.
İlgili Link: İntifa Hakkı Nedir?
Nafaka Türleri
Nafaka davası üç başlık altında ele alınabilecek bir konudur. Yoksulluk nafakası, tedbir nafakası ve iştirak nafakası olarak adlandırılan bu başlıklar kendilerine özgü bazı özellikler ihtiva ederler.
Bu nafakalardan tedbir nafakası davanın kesinleşmesine kadar geçecek sürede hâkimin inisiyatifi ile kocanın karısına ödeyeceği maddi yardımdır.
Yoksulluk nafakası ise boşanma gerçekleştikten sonra tarafların talep edebileceği bir nafaka türüdür. Boşanma davasının ardından bir yıl süre içinde açılabilecek olan davaya istinaden yoksulluk nafakası bağlanabilir. Nafaka isteyen tarafın eşine oranla kusursuz ya da az kusurlu olması şartı bu dava için geçerlidir.
İştirak nafakası ise boşanmanın gerçekleşmesinin ardından çocukların velayetini almayan tarafın çocukların yaşam masraflarına katılma zorunluluğudur. Bu nafaka mali bir yükümlülük olarak da adlandırılabilir.
İlgili Link: İzale-i Şuyu Nedir
Yasalar uyarınca iştirak nafakası her ay ödenebileceği gibi toplu olarak da ödenebilmesi mümkündür. Eşlerin maddi olarak ihtiyaçları olmasa dahi iştirak nafakasına karar verilebilmektedir.
Nafakanın takdiri dava açıldığı tarihten itibaren başlamaktadır. Mahkemenin hükmü kesinleştikten sonra ise iştirak nafakası geriye doğru hesaplanarak alınabilmektedir. Bu nafaka icra marifeti ile de tahsil edilebilmektedir.
Hâkimin iştirak nafakası tayin ederken resen karar verme yetkisi vardır. Bu durumda dikkate alınacak konular çocuğun ihtiyaçları, nafakayı ödeyecek eşin mali durumu, velayet hakkına sahip olan tarafın mali gücüdür.
Ana ve babanın her ikisine de velayet hakkının tanındığı durumlar söz konusu olduğunda iştirak nafakası azaltılabilir. Böyle bir durumda tamamen ortadan kaldırılması da mümkündür.
İştirak nafakası için davaya bakacak olan mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiştir. Taraflar bu tür bir dava açacakları zaman yetkili olan Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müracaat etmeleri gerekmektedir.
Bu nafaka türü boşanma davasının ardından çocukların belli bir yaşa gelmesine kadar sürer. Velayet altındaki çocuk rüşt yaşına ulaştığında ve öğrenim sebebiyle ihtiyacı bulunmaması halinde iştirak nafakasının sonlandırılması talebi ile mahkemeye başvurulabilir. Çocuğun kendini geçindirme yaşına erişmiş olması ve iş sahibi olması gibi durumlarda da nafakayı sonlandırmak için dava açılabilmektedir. Nafakayı sonlandırma takdiri mahkemede bulunur.
Aile toplumun temel taşlarını oluşturan unsurları içinde barındıran bir birliktir. Aile birliği kurulacağı zaman kişiler özgür iradeleri doğrultusunda bu kararı verebilmekte ve bu birliği tesis edebilmektedir.